Yunus Emre AYHAN“Dünyanın en kolay dili” dediklerinde nasıl oluyor acaba? diye benim gibi sizin de merakınız artacaktır. Dünyada kullanılacak bir koloni dili olması için oluşturulduğu bilinen bu dil gerçekten herkesin kolayca öğrenebileceği sistematik bir temele dayanmaktadır.
Ülkemizde çoğu arkadaşımızın sınav için öğrenmeye çalıştığı bu dil, kişisel yetenekten ziyade başlıca İngilizce kursları, sınav taktikleri, uykuda öğrenme gibi birçok engel yüzünden öğrenilmesi zor hale getirilmiş bir dildir. İlköğretim sıralarından beri öğretilmeye çalışılan fakat liseden, hatta üniversiteden mezun olunduğunda birkaç kalıp cümlenin dışında konuşulamayan bir dilden bahsediyoruz. Bu husustaki halimiz herkesçe malum olduğundan fazla detaylandırmaya gerek yok.
Sınav odaklı çalışmaya başladığım bu süreçte kısaca şu aşamaları kaydettiğimi söyleyebilirim. Hiç sınava çalışmadan 40, taktik kitaplarına çalışarak 50, okuduğumu anlamaya başladığım seviyeden sonra 60 ve üzerini almaya başladım. Bu sınavın da dilin de kilit noktasın “okuduğunu anlama” olduğunu hepimiz görmüşüzdür. Diğer malum olan bir gerçek de “kelime bilgisinin” fazla olması gerektiği düşüncesidir. Peki, biz okuduğumuzu nasıl anlayabiliriz? Kelime bilgimizi nasıl artırabiliriz? Bu sorulara kısaca cevap vermek ve bir öneride bulunmak istiyorum.
Öncelikle bir dilde başarılı olabilmek için okuma, yazma ve anlama yeteneklerimizi geliştirmeliyiz. O dilde okumalarımızı artırmalıyız. Bunu, ilgilendiğimiz bir alanla alakalı haberleri, dergileri, makaleleri, kitapları okuyarak sağlamak mümkündür. Okuduğunuz metindeki anlamını bilmediğiniz kelimeleri bir deftere yazalım. Bu kelimeleri Türkçe-İngilizce, İngilizce-Türkçe şeklinde yazalım. Daha sonra o kelimenin geçtiği isim tamlamalarını, edat tümleçlerini vs de aynı şekilde yazalım. En son olarak cümleyi İngilizce-Türkçe, Türkçe-İngilizce şeklinde çevirerek yazdığınızda bir kelimeye altı defa “maruz” kalmış olacaksınız. En etkili öğrenme yönteminin en çok duyu organının katıldığı yöntemler olduğu malumunuzdur. Hem el hem dil hem de gözle uygulanacak bu yöntemle kelimeyi öğrenmemek mümkün değil. Ayrıca kelimenin cümle içinde geçtiği anlam ile öğrenilmesi de akılda kalıcılığı artıran bir faktördür.
Tüm bunların yanı sıra üzerinde defalarca durulması gereken konu OKUMA yapılmasıdır. Dil puanı almak için de olsa dil öğrenmek, konuşmak için de olsa okumanın terk edilmemesi ve sürekli olarak yapılması hem bilinen kelimelerin tekrarına ve kalıcı olmasına hem de yeni kelimelerin öğrenilmesine katkı sağlayacaktır.
Herkese başarılar.
İlginizi çekebilir: İngilizce Seviyeleri ve Açıklamaları | İngilizce seviyenizi hiç merak etmiyor musunuz?
Kenar Yazarı notu: İngilizce çalışma programlarınızı hazırlanacağınız sınavlara ve İngilizce öğrenmedeki amacınıza göre yapın. İngilizce çalışma önerilerini dikkatle okuyun ve sizler için en uygununu belirleyerek harekete geçin.
Tavsiye ettiğiniz tekrar tekrar cümle içinde kullanma yöntemi gerçekten de işe yarıyor hem de öğrenilen kelimenin kalıcı hafızaya atılmasını sağlıyor. Ben bir de yabancı dil öğrenirken ve diğer tüm sözel derslerde notları ses kaydı yapıp sınava kadar sürekli dinlerdim. İnsan en çok kendi sesine duyarlı ve meraklı olduğu için kaçıncı kez dinlenirse dinlensin dikkat dağılmıyor.
Tebrikler. Siz de guzel bir yol izlemişsiniz.