Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp” adı altında yaygın kullanıma sahip olan bitki/bitkisel ürünlerin tedavi amacıyla kullanımına kısa bir bakış atmak, bu konuda nasıl bir yaklaşım sergilemek gerektiği hakkında bir paylaşımda bulunmak istiyorum.
İnsanlar hastalıkların tedavisi için yüzyıllardır büyü, sihir, dua, bitkiler, sular gibi çeşitli yöntemlere başvurmuştur. O günlerden günümüze kadar aktarılagelmiş ve tıbben kanıtlanmış tedaviler de bulunmaktadır. Bunlardan biri olan bitkilerle tedavi=fitoterapi üzerinde durulması gereken değerli konulardandır.
Dünyaya bitkisel çeşitlilik/flora açısından bakıldığında Türkiye’nin ne kadar zengin bir floraya, endemik yapıya sahip olduğu görülecektir. Ülkemizde gerek şehir gerekse de kırsal bölgelerde hala yaygın bir şekilde kullanılan ve hatta sentetik ilaçlardan daha çok etkili olduğuna inanılan bitkisel tedaviler mevcuttur. Genel olarak bakıldığında bitkilerin insanlar tarafından “zararsız”, “doğal” ve “güvenilir” olarak nitelendirildiğini görüyoruz.
Makalede Neler Var?
Peki durum gerçekten de bu kadar basit mi?
Gelelim, bitkiler ve içerikleri hakkında daha özel bilgileri okumaya…
Bitkiler, canlılar dünyasının geniş bir kısmını oluşturmakta, gıda ve tedavi amaçlı kullanılmaktadır. İçerdikleri zengin mineral, vitamin ve besin öğeleriyle kullanılagelmiştir. Fakat her zaman faydalı bir kullanım olmamış, zehirlenmeler ve hatta ölümleri de beraberinde getirmiştir.
Bitkilerin bir kısmını zehirli bitkiler, bir kısmını da tedavide kullanılan tıbbi bitkiler oluşturmaktadır. Zehirli bitkilerden bazen bir tane meyvesini yemek, bir kere ısırmak bile zarar vericiyken kimisinin ise daha yüksek miktarlarda tüketildiğinde zehirleyici olduğunu bilmekteyiz. Tedavi edici, tıbbı bitkiler için de bu durum böyledir. Burada vurgulamak istediğim ve yaygın olarak kullanılan şu söze gelmek istiyorum “Her madde zehirdir. İlacı ilaç yapan dozdur.”
İlginizi çekebilir: Yapay Tatlandırıcılar Ağzımızın Tadını Bozabilir!
Bitkiler, içeriğindeki etkili bileşiği tek başına içermezler. Bunlarla birlikte diğer maddeleri de içerir. Ayrıca her bitki her zaman aynı miktarda etken maddeyi de içermez. Tıbbi olarak kullanılacak bitkilerin doğadan toplanış zamanı, mevsimi, öğünü bile içerdiği etken maddeyi etkilemektedir. Aynı isme sahip bir bitkinin hangi türünün tıbbi, hangisinin tıbbi olmadığını ayırt etmek ise tamamen ayrı bir ilimdir. Kısacası, her gördüğünüz papatya, tıbbi papatya değildir.
Araştırmalara bakıldığında ise insanların bitkisel ürünlerle ilgili kullanım önerilerini çoğunlukla televizyon, internet, komşu tavsiyesiyle edindiği görülmektedir. Asıl doğru kaynaklar olan doktor ve eczacı kaynaklı kullanım oranları ise çok düşük seviyedir. Yine kullanım oranlarından %30-40 arasında hatalı kullanımlar mevcuttur.
Bitkiler, inanıldığı gibi zararsız, doğal, güvenilir değildir. Kişinin var olan hastalığını iyileştirmek şöyle dursun, kötüleştirebilir bile. Kullanılan diğer ilaçlarla etkileşebilir. İlacınızın etkisini artırıp azaltabilir ve böylece tehlikeli bir hal alabilir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi her bitki tıbbi bitki olmayabilir.
Sonuç olarak toparlayacak olursak; Bitkiler asırlardır tedavi amacıyla kullandığımız nimetlerdendir. Bitkilerle tedavi bilimi standardize edilmiş ürünlerle bilimsel olarak uygulandığında insanlık yararınadır. Fakat kulaktan dolma bilgilerler, kişilerin yaşı, cinsiyeti, sağlık durumu, kullandığı ilaçlar vs sorgulanmadan önerilen tüm bitkisel tedavi önerileri potansiyel zararı da beraberinde getimektedir. Özellikle bu hususlar çocuk, yaşlı, gebe, emzirenlerde daha da ciddi bir dikkat gerektirmektedir.
Sizlerden ricam;
- Uzmanına danışmadan herhangi bir ilaç ya da bir bitkisel ürün kullanmayınız.
- Basit bir ıhlamurdan, papatyadan, adaçayından ne olur? demeyiniz.
- Eğer herhangi bir hastalığınız varsa ve beraberinde kullandığınız ilaçalar varsa daha da dikkatli olunuz.
- Gebe ve emziren kadınlar lütfen bu konuda kesinlikle dikkatli olunuz.
- TV, internet, komşu tavsiyesi, aktar tavsiyesi gibi tıptan ve tıbbi uygulamadan uzak önerilere itibar etmeyiniz.
SAĞLICAKLA KALINIZ.
Toplum içerisinde “koca karı” olarak ifade edilen tedavi yöntemleri sanırım bu bahsettiğiniz bitkisel ilaçlara giriyor. Bitkilerin canlılar için şifa olduğunu hepimiz biliyoruzdur. Ama yanlış ve aşırı kullanımları şifa yerine cefa getirecektir. Güzel bir yazı olmuş.
Teşekkürler. Artık dünya, geleneksel ve güncel tüm tedavi yaklaşımları kanıtanmış bilgi seviyesine çıkarmaya çalışıyor.
Bitkisel tedaviye bazı insanlar şu şekilde yaklaşıyor; ” nasıl olsa bitkisel, doğal ne zararı olabilir ki bol bol tüketelim de daha da çok iyi gelsin” bu yaklaşım çok yanlış. Herşeyin fazlası zarardır ve her doğal olan şey de faydalı demek değildir. Kimileri de tam tersi bitkisel tedaviye inanmıyorlar. Oysai ilaçların çoğu bitkilerden üretiliyor. Kimyasal ilaçlara karşı değilim ama bende daha çok bitkisel tedaviyi tercih ediyorum. Sonuçta biz kimyadan var olmadık, doğal canlılarız doğadan geldik bu da şifamızı doğadan bulabileceğimiz anlamı taşıyor.
Dediklerinize kısmen katılıyorum. Maalesef “bitkisel ürünler doğaldır zararsızdır” zihniyeti bir çok hatalara sebebiyet veriyor. İlaçların çoğu bitkilerden üretiliyor kısmına gelecek olursak, artık sentetik üretimler bitkisel ürünlerden elde edilen bileşikleri geçmiş durumdadır diyebiliriz. Fakat bitkilerin içeriğindeki etkili bileşiklerden hareketle sentezlenen azımsanamayacak sayıda ilacın da olduğunu biliyoruz. Burada önemli olan bitkiden de üretilse, tamamen sentetik de olsa klinik çalışmalarla kanıtlanmış doz, uygulama yolu, endikasyon, yan etki profilleri ortaya konulmuş bir ilacın ortaya konulmuş olmasıdır. SAğlıklı günler.
Modern Tıbbın herhangi bir hastalığa şifa olduğuna inanmıyorum. Modern tıp sadece hastalıkları baskılıyor ama geçirmiyor. Ömür boyu ilaca mahkum edici bir sistem var. Bundan dolayı bitkisel ürünlerde şifa bulunabileceği kanaatindeyim. Fakat artık bitkisel ürünlerde sektör haline gelmiş. Kesinlikle güvenilir ve işinin ehli aktarlardan alışveriş yapmalısınız.