Akşamüstü mesaim bitmiş, evime doğru sakin sakin yol alıyordum. Bizim evin çok yakınından geçen ve Üsküdar’da bilinen bir cadde olan X caddesi üzerinde her eve dönüş yolunda uğradığım Y marketine, bugün de uğradım. Birkaç parça bir şeyler alıp eve geçecektim. Benim için sıradan bir gündü. Ta ki Karadenizli, koca yürekli amca bana reyondaki çikolataları sorana kadar…
Markete gelmiştim. Alınacaklar listesinde bir gün öncesinde dibini sıyırdığım, ekmeğe sürülen çikolatadan da vardı. Marketteki çikolata reyonlarına bakarken yanıma bir amca yaklaştı. Elinde falan marka bir çikolata vardı. Bana “oğlum bu nasıl iyi mi? çocuklar istediler. ekmeğe sürülen çikolata alacağım. bunu alayım mı?” diye sordu (Merak etmeyin, Karadeniz şivesi ile seslendirmeyeceğim amcayı).
Amca eli yüzü temiz, 70 yaşlarında bir adamdı. Sanırım çikolatayı da torunları istemişti. Sıkı sıkıya da tembihlenmişti “ekmeğe sürülen çikolata al” diye. Amca için güzel bir gün geçiyor gibiydi. Tabi ben fikrimi belirtene kadar…
Amcanın elinde falan marka çikolatayı görünce; “amca sen Karadenizli değil misin? Ne yapacaksın İngilizlere satılan markanın çikolatasını. Fiskobirlik var ya işte, biraz da bizim çiftçimiz kazansın” dedim. Amca hemen eline Fiskobirlik’in ürününü alıp “bu çikolata mı? değil gibi sanki…” diye bir soru daha sordu. Sormasana amca! Karşındaki adam, yorulmuş ve acıkmış bir adam. Bir de yerli ve millici olunca…
Amcanın sorusu üzerine “aynı aynı. bu da fındıklı, bu da fındıklı. ikisi de fındıklı çikolata” diye üsteledim. Amca elindeki ürünü bir evirdi, bir çevirdi… Reyonlardaki diğer ürünlere bakarken, ben amcanın çentik noktasına resmen gerilim uygulayacak o kuvvetli sözcükleri söyledim; “bak bende alıyorum. yerli çiftçimiz kazansın! hadi amca hayırlı akşamlar.”
Amcanın karar verme mekanizması bu muhabbete ve son sözlere dayanamayıp kırılmıştı. Kasa sırasına amcayla beraber girdik. Bir ara amcaya baktım, o da hâlâ elindeki Fiskobirlik’i inceliyordu. Amca kafasını bana doğru kaldırdı ve “ben bunun çikolata olduğuna pek emin değilim” der gibi baktı. Bende amcaya “aslan amcam için rahat olsun çikolata ooo” der gibi baktım. “Ulan oğlum yerli dedin, milli dedin ama çikolata…” der gibi bakıyordu ki “bizim çiftçimiz kazandı amca. için rahat olsun” der gibi karşılık verdim.
Eve geldim. Poşetlerdeki aldığım ürünleri yerleştirdim. Biraz önce canım, marketten aldığım çikolatadan çekti. “Bir kaşık alayım şundan” diye yerimden doğrulup mutfağa gittim. Çay kaşığı tuttuğum elimle diğer elimdeki plastik çikolata kabının ağzını açtım ki ne göreyim! Sarı beyaz karışımı bir şey bana bakıyordu.
İlk başlarda beyaz çikolata sansam da sonradan anladım ki Fiskobirlik’in Fiskokrem markalı fındık kremasıymış. Bir anda dona kaldım. Birkaç saniye sonra kendime geldiğimde, aklımda marketteki amca ve elimde çay kaşığı mutfağın ortasında kalakalmıştım.
Buradan sesleniyorum; Markette bana soru sorup da evine ekmeğe sürülen fındık kreması götüren amca, beni bul! Hakkını helal et. Yorgun ve argın haldeydim. Sana bir kutu ekmeğe sürülen çikolatadan borcum var!
Allah (C.C.), çarşınıza pazar versin. Selametle…
Okumaya bu yazımdan devam edebilirsin: Kontra pedal bisikletim: Pinokyo
Vay Bee ne güzel yazmışsın gerçekten ben 90ların nesliyim ekmeğe fındık kremi sürmek ne güzeldi şimdi çok değişti
Post tarihi eden 27 şubat gösteriyor?
Yazıyı yaşadığım gün 27 Şubat’tı sanırım. Yazıya galiba o gün başladım. Bugün tamamlayıp yayınlayabildim. Ondan olabilir.
ben z raporumu hafta boyunca yazabiliyorum. yayınla dediğimde güncel tarihi gösteriyor. blogta bir sorun olabilir
Ciddi bir sorun olabileceğini düşünmüyorum. Ama yine de birkaç deneme vs. yaparak sorun tespiti yapayım 😊
aynı sorunu ben salam ile yaşamıştım 22 yaşlarında filandım. Markete gidip salam aldım sabah kahvaltıda yemek için. Eve geldiğimde kestim salamı içi bembeyaz dedim bu salam bozulmuş toparladım fişini poşetini direk markete gittim. Meğer tavuk göğsünden beyaz salam yapılıyormuş yeni ürünmüş reyonlara ilk defa geliyormuş. 🙂 Hayatımda hiç beyaz salam görmeyince 🙂
Çok iyiymiş 😁 demekki olabiliyor böyle şeyler 🙂
buram buram kalori koktu buralar 🙂
zamanında kaşık kaşık yerdim bunları. şimdi bal yiyorum sadece
😀 Aslında bende çok yememeye gayret ediyorum ama bazen canım istiyor. Bal ve tahin karışımı her zaman favorimdir.
Amcayı evde hiçbir şeyden anlamıyorsun, bir iş beceremedin diye fırçalamazlar inşallah 🙁
Amcayı İnşAllah, ailesinden şiddet görmüş şekilde televizyonda falan görmem 🙂
Bu da iyiymiş🤣
Amca kesin bi küfür savurmuştur
Torunlardan çekeceği var amcanın
Güzel anlatmışsınız olayı
Neyse parası en axından yabancıya gitmemiş
Tek tesellim o zaten 🙂 En azından ülke kazandı 🙂
Bence bunu da seveceklerdir emin ol. Ben şahsen ilk sıraya NUGA’yı yazıyorum. Nutella ise hiç almıyorum. Sanırım Fiskobirliğin’di NUGA. Tavsiye ederim.
Aynen NUGA, Fiskobirlik’in markası. Yerel markaları tercih etmek lazım. Özellikle gıda sektöründe…
Çok samimi bir yazı olmuş. Benim tatlı şeylerle çok aram yoktur ama küçükken yediğim çikolataları unutamam. Eskiden şimdiki gibi marketten çikolata almak kolay değildi. Annem toz kakao yumurta vs. karıştırıp da yapardı. Onun tadını hatırlatacak gibi oluyorum. Simdikilerden farklı bir tadı vardı. Bir anlık o günleri özledim.
Toz kakao ile yapılan çikolatayı ben de hatırlıyorum. O daha sıvı oluyordu. Viskozitesi düşük ve kalitesizdi. Şimdikiler daha güzel 🙂 Ama sağlıklı gıdalar değil. Uzak durmak lazım.
her cumartesi pazar sabah kahvaltılarının vazgeçilmeziydi. Fırından sıcak ekmek alırdık, çay eşliğinde sıcak ekmeğimize sürdüğümüz krem çikolata yenirdi.
Birde sagra special’in dolum yerleri vardı, kilo işi satıyorlardı, musluktan çikolata akıyordu, çok hoşuma giderdi.
Sagra firması hâlâ var. O vitrinindeki meşhur çikolata şelalesini küçükken zevkle izlerdim. Eskilere gitmişsiniz. Güzel olmuş. Yorumunuz için teşekkürler.
Daha önce Fiskokrem fındık kreması yemedim, umarım tadı güzeldir de o amca torunlarına karşı mahcup olmaz 🙁 Nihayetinde bu da ekmeğe sürülebilir 😉
Haklısınız. O da ekmeğe sürülüyor bu da sürülüyor 😁
Yerli malı yurdum malı herkes onu kullanmalı
Güzel bir anı olmuş çok da güzel anlatmışsınız
Yorum ve ziyaretiniz için teşekkür ederim. Zaman buldukça başımdan geçen trajikomik olayları yazmaya çalışıyorum.
Sonunun böyle biteceğini kim düşünebilirdi? 😂 gerçekten Harika.
Bazen okuduğumuz şeyler bizi yanıltabiliyor.
Yeni çıkan ürünleri değişik ambalajla yapmadıkları için
Haklısınız. Bir yerden sonra algılarımız farklılık hissetmezse bir önceki görselleri yeninin üzerine tamamlıyor. Reklamcılıkta bu durum bazen istenmezken bazen de özellikle tercih edilen bir olay.
Yazık amcama:) size de tabiii tam canı çekmişken onu yiyememek ayri bir olay tabii. Siz devam edin bunlari yazmaya inanin cok keyif aldım:))
Yorumunuz için teşekkür ederim. Sürekli başına trajikomik olaylar gelen birisiyim. Vakit buldukça sizlerle paylaşacağım. 🙂
Adamcağız haklıymış çikolaya benzetemediiği için. Fazla ısrar etmişsiniz yazık amcaya 😂
Aynen. Biraz ısrarcı olduğum güne denk geldi. Bende üzüldüm 🙂
Hahaha çok keyifli bir yazı olmuş
Kulakların çınlamadıysa sıkıntı yok .. 😂 başarılı bi yazı olmuş eline sağlık👍🏻
Yok başkan, çınlamadı çok şükür 🙂
Hahaha harikaydı müthiş bir yazıydı yazıyı okurken resmen o amcayı hayal ettim emeğine sağlık sayın yazar eğlenceli bir yazı olmuş tsk ederim
Yorumunuz için ben de size teşekkür ederim.
Ne zaman ekmeğe sürülen çikolata görsem veyahut bahsedilse, aklıma bir zamanların reklamı gelir… “En tatlı sabahlar…” diye başlardı, buğulu deminde çay ve güneşin inanılmaz huzurla evin içine doğuşu, hele ekmeklerden çıkan tazelik dumanı… Hep o anın gerçekleşme hayali vardı bende, nedense bizim eve alınsa bile hiç öyle bir film olmazdı yani 🙂 Güzel çikolata tadında bir yazıydı, teşekkürler… Muhabbetle,
Muhammet Bey, yorumunuz için teşekkür ederim. Bahsettiğiniz reklam filmini ben de hatırlıyorum. Hep uyuttular bizi 😀 uslu çocuk olduk ama Şirinleri bile göremedik.😀
Tam da tahlil sonuçları nedeniyle zorunlu diyete gittiğim ilk günde okunacak yazı olmuş 🙁
Ellere sağlık 🙂
Geçmiş olsun hocam. Faydalı gıdalar değil. İçlerinde birçok zararlı katkı maddesi mevcut. Uzak durmak lazım.
Çok teşekkür ederim. Aynen öyle. Aslında mümkün olduğunca doğal beslenme dışına çıkmamak lazım ama olmuyor işte.
Eskiden androidseruveni ekmek bulamıyorduk ki 🙂 kaldı ki şimdi fındıklı nutellalar falan.. Şimdiki çocuklar hiçbirşey i beğenmiyor eski her zaman güzeldir.
Vay, gerçekten doğallık kokuyor bu yazı 🙂
jasgdaıhsdıahsdıhasoı koptum ya
amcanın eve gidince önce torunlardan sonra varsa eşinden yediği fırçayı düşündüm :)) olsun sonuçta siz iyi niyetle söylediniz
sitenizi beğeniyle takip ediyorum başarılar dilerim. öneri fikirlerinizi bekliyorum
Mehmet abim selam 🙂 askerlik yazına bakayım derken uzun zamandır yazılarından okumuyormuşum. Ders çalışıyorum kaç gündür ve aşırı sıkılmış bir haldeyim, depresif ve stresli olmam cabası tabi. Okurken sanki karşımda hikayeyi anlatır gibiydin samimi ve komik geldi yine 🙂 Allah iyiliğini versin 😃
Oooo Dilooo 🙂 Hoş geldin abicim. Bak sen sıkı takipçilerimdendin. Kaybetmeyeyim seni 🙂 Şaka bir tarafa derslerine çok çalış. Geçen seneyi tekrarlamasın 🙂 Depresif melankolik hallere girmene hiç gerek yok. Tıp, en kolay bölüm 😛 Tabi senin için kolay. Zamanında ve planlı çalışırsan kendine de derslerine de kolaylıkla zaman ayırırsın. Allah, zihin açıklığı versin 😉