Bazen bir konu hakkında bilgiyi doğrudan sinema perdeleri veya televizyon ekranlarından öğreniyoruz. Kimi zaman da farkına bile varmadan bu bilgiler bilinçaltımıza yerleşiyor ve hiç doğruluğunu sorgulamaz hale geliyoruz. Ne gördük veya duyduysak kafamızda kalıp gidiyor…
Şimdi sizlere sinema filmlerinden alışık olduğumuz ve kafamızın köşesine
bağdaş kurmuş on bilimsel uydurmadan bahsedeceğim. Arkanıza yaslanın
ve keyifle okuyun…
Makalede Neler Var?
- 1 1. Doğruluk İğnesi
- 2 2. Hava Dalışları ve Ses
- 3 3. Ateşlerin ve Lavların İçinden Çıkan Adamlar
- 4 4. Uzay Savaşları
- 5 5. Yediğini Bırakıp İnsanları Kovalayan Hayvanlar
- 6 6. Susturuculu Tabancalar
- 7 7. Uzayda Kıyafet Olmadan Yaşamak
- 8 8. Uzay Savaşları Çok Gürültülüdür
- 9 9. Mağarada Yaşayan Korkunç Dev Canavarlar
- 10 10. Lazerler ve Işın Kılıçları
1. Doğruluk İğnesi
Siyah beyaz filmlerden günümüze kadar gelen ve genelde ajanlar tarafından konuşturulmak istenen kişilere uygulanan “doğruluk iğnesi“, “doğruluk serumu” ya da “doğruluk şurubu” diye bir uygulama vardır. Sorgudaki kişinin vücuduna bu kimyasalların girmesiyle kişinin bülbül gibi şakıyacağı iddia edilir. Günümüzde insan vücuduna nüfuz eden, kesinlikle ve yalnızca doğruları söyletebilecek hiçbir kimyasal veya karışım keşfedilmemiştir. CIA‘in, bu konuyu “Doğruluk serumu iddiasının ileri sürdüğü gibi insanları konuşturmaya yarayacak büyülü bir serum bulunmamaktadır.” şeklinde özetlediğini okumuştum. Tabi böyle bir şeye sahip olsalar “bizde var, biz kullanıyoruz” diyecek değiller. Ama en azından filmlerin haricinde bu kimyasalların varlığını savunan herhangi bir kurum veya kuruluş yoktur.
2. Hava Dalışları ve Ses
İkinci örneği de ajanı bol aksiyon filmlerinden vereceğim. Hani vardır ya; uçaktan atlayan ajanlar, kontrol merkezleri ile rahatlıkla konuşurlar. Hatta havada birbirlerine bağırıp sesini duyuranları bile vardır. Hah işte o sahneler falan hep fasa fiso…
Bir hava dalışı sırasında duyduğunuz sesler, bir tren istasyonunda iki tarafınızdan aynı anda geçen trenlerin çıkardığı gürültülü sese yakındır. Yani herhangi bir diğer sesi kolayca duymanız olanaksızdır.
3. Ateşlerin ve Lavların İçinden Çıkan Adamlar
Patlamalı, bombalı, lavlı filmler vardır. Lavın içine girince kırılan kemiklerinin hepsi iyileşen Tarkan filminden bahsetmiyorum tabi. Daha mantığa yatar filmler düşünün. Başrol karakterinin arkasında koca bir bina havaya uçar da bizim deli oğlanın kılına bile zarar gelmez ya… Halbuki ısı sadece temasla yayılmaz. Radyasyonla da yayılır. Bu sebeple, bu şekilde yüksek sıcaklıktaki lavlara ya da alevlere birkaç metreden fazla yaklaşacak herkesin özel kıyafetlerle korunması gerekir. Yoksa derileri yanacaktır. Patlamadan dolayı zarar gören kulak veya psikolojik şoklara hiç girmiyorum bile…
4. Uzay Savaşları
“Ya kardeşim abartma sende, uzay filmlerinin bilimkurgu olduğunu bizde biliyoruz” diyenleriniz vardır şimdi. Halbuki; uzay boşluğunda savaşan uzay gemilerinin patladıklarında, yeryüzündekine benzer şekilde alevler alarak dumanlar çıkarmalarının sıradan olmadığından bahsedecektim.
Uzay bir vakum halindedir. Uzay boşluğunda oksijen veya hidrojen bulunmadığı için uzaydaki ateşler ve patlamalar, yeryüzündekinden farklıdır. Genelde bu patlamalar, patlayan cismin etrafında oluşan parlak ışıklar olarak gözükürler. Buraya dikkat; bildiğimiz anlamıyla alev veya duman görülmez
5. Yediğini Bırakıp İnsanları Kovalayan Hayvanlar
Bu filmlerde sahne oldukça klasiktir; korkunç görünümlü bir hayvan (mesela T-Rex), yakaladığı avı parça pençik yerken sizi görür. Siz ve hayvan göz göze gelirsiniz ve kovalamaca başlar…
Oysa bu durumdaki bir hayvan, yeni bir potansiyel av gördüğünde “Holling’in 3.Tip İşlevi” adı verilen bir davranış sergiler ve önündekini bitirmeden başka bir ava yönelmez.
6. Susturuculu Tabancalar
Susturucu silahlar tam olarak filmlerdeki gibi sadece “cicuv” sesi çıkarmazlar. Araştırmacıların dediğine göre;
Süpersonik (ses hızı üstü) hızlarda mermi gönderen silahları, etkili bir şekilde susturmanın bir yolu henüz yoktur (bazı filmlerde bunu iddia edenleri bile görebilirsiniz). Mermi, ses bariyerini aştığından, sesi her türlü duyulacaktır. Subsonik (ses hızı altı) silahlar ise basitçe, büyük ve güçlü bir zımbanın çıkardığı sesi çıkarırlar ve bu ses genelde silahın içerisinde kayan ve hareket eden parçaların sürtünme sesidir, merminin sesi değil. Sıradan bir insan, susturucuya rağmen silahın ateşlendiğini kolaylıkla duyup, ayırt edebilecektir.
Kaynak: Cracked
7. Uzayda Kıyafet Olmadan Yaşamak
Uzayda havasız kalmak birçok bilimkurgu filmi tarafından abartıyla işlenen bir konudur. Kaskı çıkan bir adam nefessiz kalır ve anında ölür. Oysa uzayda bir insan havasız iki dakika boyunca yaşayabilir. Sonrasında nefessiz kalacağı için doğal olarak ölür.
Ayrıca uzayda nefes tutmak mantıksızdır (Olurda başınıza gelirse tutmayın sakın diye yazıyorum.). A Space Odyssey filminde de böyle hatalı bir sahne bulunmaktadır. Uzay boşluğunda nefesinizi tutacak olursanız; ciğerlerinizdeki hava, vakum ortamında gidecek yer bulamaz ve ciğerlerinizi yırtarak dışarı çıkar. Aklınızda bulunsun…
8. Uzay Savaşları Çok Gürültülüdür
Hadi canım sende… Uzay boşluğunda sesi yayacak moleküller bulunmaz. Yani uzay savaşları olsa sessiz sedasız başlayıp bitecek… Dolayısıyla Star Wars ve benzeri uzay savaşı filmlerini bir de sesini kapatıp izleyin. Ya da boş verin, kapatmayın…
Filmlerde mağaralarda yaşayan korkunç dev canlılar ve onlarla savaşmaya gelen cesur yürekli savaşçılar hep işlenen bir kondur. Mağarada yaşayan canavar hep nedense yere göğe sığmaz profile sahiptir. Oysa işin gerçeği böyle olmaması gerekir. Çünkü mağaralar güneş ışını görmedikleri için muazzam karanlık yerlerdir ve buralarda oksijen oranları çok düşüktür. Bu canlılar enerji koruması üzerine evrimleşmiş olurlar. Besinin de kısıtlı olduğunu varsayarsak, mağarada yaşayan canlıların hep küçük olması gerekir.
10. Lazerler ve Işın Kılıçları
Nedir bu uzay filmlerinin benden çektiği?
Lazerlerin gerçek hayatta gördüğümüz gibi uzayda da görünmesi için uzayda toz veya duman benzeri ortamların olması gerekir. Temiz bir ortamda siz de deneyip görebilirsiniz. Dolayısıyla uzay filmlerindeki rengârenk ışın atan lazer silahları aslında mümkün değildir
Kenar Yazarı‘nı ziyaret ettiğiniz ve yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Aşağıya yorum bırakabilirsiniz.
Vaktınız varsa şuradan “Üç Kapı Problemi” yazımı da okumanızı tavsiye ederim.
Allah (C.C.), çarşınıza pazar versin. Selametle…
Kaynak: Cracked
Güzel bir yazı olmuş. En çok 8 numaradan etkilendim. Daha önce düşünmemiştim.
Kemal, okuduğun ve yorum bıraktığın için teşekkür ederim.
Çok güzel bir site olmuş abi merakla yeni yazılarını, incelemelerini bekliyorum takipteyiz 🙂
Teşekkürler abicim. Takipte kalın 🙂
susturuculu silah sahnesi vardı john wick’te 🙂 resmen komedi. hem de metro gibi bir yerde birbirlerine sıkıyorlar
John Wick 2’yi daha önce izlemiştim ama unutmuşum o sahneyi 🙂 Hocam, sen söyleyince merak ettim, Youtube’dan izledim. 🙂
konulojiden selamlarr…. ^_^ abi ne güldüm ya hepsine nasıl da inanmışız 😀
Aleykumselam kardeşim. Yorumun için teşekkür ederim. Her şeyi sorgulamak mümkün olmuyor malesef ☺️
Hakikaten öyle şeyler gösteriyorlar ki insanı salak yerine koyuyorlar. Bomba patlıyor arkasında adam karizmatik yürüyor. Yürü git diyesim geliyor :)…Selam ve Dua ile…
Reklam yapmak yasaktır. İsminizde sitenize bağlantı mevcuttur.
Bloğuma ziyaretiniz ve yorumunuz için teşekkür ederim. 🙂
son 2 senedir senaryoları ve çekimleri güzel filmler ve diziler yapılıyor. Birazda sinema teknolojisi baya iyi hale geldiği için olsa gerek dizi yada film hiç dışarıya çıkmadan sadece stüdyolarda green screen yani yeşil perde ile çekilebiliyor. Uzay konulu dizi filmlerin tamamı stüdyo çekimi zaten. Gerçekçi olsaydılar zaten kategorileri bilim kurgu olmazdı değil mi 🙂 Güzel yazı elinize sağlık.
Haklısınız. Ama benim demek istediğim şey; filmlerde izlediğimiz bazı sahnelerin gerçekte de öyle olduğuna inanmamiz. Bilim kurgu filmleri izlerken neyin bilim kurgu, neyin gerçek olduğunu ayırt edebiliyoruz. Ama yukarda bahsettiklerim genelde bilimkurgu olarak düşünülmeyip, gerçek olarak bildiğimiz şeyler. Belki de biraz Mandela etkisine kapılmamızı sağlayan sahneler… Yorumunuz için teşekkür ederim 😊
Makaleyi okurken filmlerin bilinçaltımıza nasıl girdiğini çok daha iyi anladım… Özellikle sekizinci
aklıma Arog’tan sahne geldi seni çoçuklarına bağışlıyorum jurissic kuş lastik ile dinazoru korkutuyordu nerden baksan saçma ama güldürmeyi başarıyorlar gerçekten film izlemeyi severim filmler akıllarda kalıcı izler dersler bırakabilyor bu saçma veya doğru farketmez zihnimize yerleştirmeyi biliyor yönetmenler..
Ateşlerin ve lavların içinden çıkan adamlar filmlerin en havalı sahneleridir.Özellikle bu sahnedeki oyuncunun arkasındaki durumdan hiç etkilenmez.Çok cool bir tarzda yürüyüşüne devam eder.
Favorim ateşler içinden çıkan adam. İnsanın nasıl diye sorası geliyor.