Bu yazımda sizleri biraz geçmişe, atarinin olduğu, atari tabancası ile ördek vurduğumuz dönemlere götüreceğim. Dahası kafamdaki bir soruya açıklık getireceğim; Ördek vurma (Duck Hunt) oyununda atari tabancası ile ekrandaki ördeği nasıl vuruyorduk? Durun sorumun yanıtına geçmeden önce size biraz o günlerden bahsedeyim.
Doksanlar kuşağını dolu dolu yaşamış biriyim, çok şükür. Sokakta taşlardan kale yapıp futbol oynayan, evde atari sırası için kavga eden, bilye (misket) oynayan, kontra pedal bisikleti olan, okuldan sonra mahallede taso ve sporcu kartı oynarken bir taraftan da turbo sakız çiğneyen bir çocuktum. Tabi atarili günlerim, çocukluğumu anlatırken es geçmeyeceğim günlerden…
Evimize atarinin girişi sanırım ben 8-9 yaşlarındayken oldu. Teyzemin oğlu Mehmet abim, atarisini bize verdi. Atari çağı bizim için çoktan başlamıştı artık…
Bizim evde atari oynamak bol eğlenceli oluyordu. Ama üç erkek kardeş olduğumuz ve iki atari kolunun olmasından dolayı evde atari sırası tartışması hiç bitmiyordu. Hele bir de kuzenler geldi mi… 🙂
İçinde atari olan anılarımı yazsam sabaha kadar sürer sanırım. İyisi mi konuyu toparlayıp asıl meselemize geleyim.
Mario, Packman, Circus, Duck Hunt, Bomberman, Excite Bike, Tetris, Contra, Road Fighter… hepsi birer efsane oyundu. Saatlerce oynardık da sıkılmazdık. Ama bu oyunların içinde bir tanesi var ki onu diğerlerinden ayıran çok önemli bir özelliğe sahip…
Atari oyunları kol, joistik veya tabanca ile oynardı. Ördek vurmaca oyunu yani Duck Hunt da tabanca ile oynanan atari oyunlarının en efsanesi olarak anılır…
Peki ya hiç düşündünüz mü?
Kumandası bile olmayan televizyonlar nasıl oluyor da atari tabancasını algılayıp ördeği vuruyordu? İşte cevabı;
Asıl ismi NES Zapper olan bu cihaz, günümüzdekilerin aksine ekrana ışık göndermiyor. Atari tabancası, üzerlerinde bulunan fotodiyot (ışık enerjisiyle iletime geçen yarı iletken bir eleman) vasıtasıyla ekrandan gelen ışığı tanıyor. Yani tetik çekildiğinde ekran bir anlık kararıyor. Yalnızca ördeğin olduğu alan beyaza boyanıyor. Bu aşamada diyot görevine başlıyor ve beyaz rengi algılıyor. Tabi bu esnada oyuncu hiçbir şey fark etmiyor. Çünkü tüm bu işlemler bir saniyeden çok daha kısa zamanda gerçekleşiyor. Sonrasında da ekranda kaçmaya çalışan ördek vuruluyordu.
Bir zamanlar hiçbir şeyin farkına bile varmadan oynadığımız cihazın, şimdi teknolojisini konuşur olduysak biz çoktan büyümüşüz demektir…
Bu ve buna benzer yazıları “5N1Kenar” kategorisinde yazacağım. Takipte kalın…
Allah (C.C.), çarşınıza pazar versin. Selametle…
Gercekten güzel ,anlamli .Okurken yaziyi o dönemi bir nebzede yaşamış oldum tekrardan. Sahi gerckten nasil oluyodu dedim sonrasinda .
Benim aklimada cok kez gelen bir seydi, sonunda anlamis olduk 🙂
Böyle bir şeyin nasıl olduğu konusu zaman zaman aklıma gelirdi. Bu doyurucu bilgi ve kaynak için müteşekkirim 🙂
Rica ederim. Sanırım bloğuma ilk ziyaretiniz. Hoşgeldiniz.
anılarım depreşti ❤️ 😂
Ben bu oyunu hiç sevmiyordum. Çünkü hiç vuramıyordum. 🙂
Eskide atari ailecek oynanır eğlenilirdi biz o zamanlar 10lu yaşlardaydık şimdi ise ps5 çıkacak neredeyse eski tadı vermiyor asla
Çocukluk başka şey. Özellikle 90’ların çocukluğu tam geçiş dönemi olduğundan daha güzel. Her geçen gün eskiyi özlüyor insan…
Ördeği vuramayınca köpek nasıl gülerdi ama sinsi sinsi 😂😂
Gözümün önüne geldi koskoca mazi, Ve bir anda gözlerde oluşan o özlem duygusu. Anlatılmaz, şahit olmak lazım 😀 Bu arada çalışma mantığını duyunca şaşırdım. İyi akşamlar.
Hey gidi günler hey . Geçmişe götürdün bizi .Geçmişten bahsediyorsak buda büyüdüğümüzün bir göstergesi olsa gerek. Bu değerli bilgi için sana teşekkür ediyorum.
Rica ederim. Bende size yorumunuz için teşekkür ederim. Atari ve benzer nostalji geçmişimizi unutmamamız dileğiyle… 🙂
Zamanının en büyük teknolojisi. Vay be. Zaman ne kadar çabuk geçiyor.
Farkında olmadan aslında üstün bir teknolojiyi kullanıyormuşuk 🙂
Aynen öyle. Kumanda bile olmayan televizyonda böyle bir teknoloji olması gerçekten ilginç.
Geçmişe götürdünüz beni . Çok mutlu oldum 🙂
Ne cok oynardım. Hem eskilere gittim hem nasil oluyor acaba demekten kendimi alamadım 🙂 gercekten cok iyi
Harika bir yazıydı resmen beni 90 lı yıllara ışınladin sayın hocam. 90 larda o atari salonu bize 5 km uzaklıktaydi hafta sonu harçlıkları alıp 5 km yürürdük ne yıllardı o yıllar o yillar zordu ama harikaydı yazarın dediği gibi toprakla oynadık çamurla oynadık o zamanlarda çocuklar çocukluklarini yaşıyordu. Tskler sayın yazar.
Sezer hocam yorumunuz için teşekkür ederim. Nesil giderek sanallaşıyor ve bizim şimdiki “çolukluklarını yaşayamıyorlar” dediğimiz çocuklar bundan bir yirmi yıl sonra şu an ki bizim söylediklerimizi kendi dönemlerindeki çocuklara söyleyecekler. Sanırım bizim atariyi andığımız gibi onlarda cep telefonlarını veya evlerindeki masaüstü bilgisayarlarını anacaklar.
Şimdi sanal gerçeklik vs. derken bu söylediklerimin olması gayet doğallaştı. Her çocukluk kendi döneminde güzel anılacak. Bizim şansımız toprakla, çamurla oyunların oynandığı, mahallede arkadaşlık kültürünün olduğu döneme denk gelmesi…
Yazıyı okuyunca bi an o günlere gittim. Ne güzel tv önünde sıraya girer hatta sen oynayacaksın ben oynayacağım diye kavgaya bile tutuşurduk. Ahh ah ne varsa eski de varmış.
web sitenizi beğeniyle takip ediyorum başarılarınızın devamını dilerim.
Uğur Bey, iyi dilekleriniz için teşekkür ederim.
Harika yaaa çocukluğumuza gittik resmen 🙂